Rotamızın ikinci durağı TARSUS idi. Şereflikoçhisar'da otelimizde kahvaltımızı rahat bir şekilde yapıp, Tuz gölü fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıktan sonra yola koyulduk. Yol gayet güzel ve düzgün. İlçe çıkışı sağımızda bir süre gölün manzarası bize eşlik etti. Yol 332 Km. hiç molasız, bir kere benzin alarak Tarsus'a vardık. İlçe girişi öncesi ilk olarak görmek istediğimiz Şelaleyi navigasyona yazdık. Bu kolaylık çıktıktan sonra gezmek hem daha rahat hem de daha zevkli hale geldi. Eskiden haritalarla boğuş, adres sor derken epey bir zaman kaybı oluyordu.
ŞELALE : Tarsus'a bundan önce en son. 2004 senesinde gelmiştik. O zaman da burayı gezmiştik. Şelale özelikle yazları çok sıcak olan ilçenin adeta bir nefes alma köşesi. Etrafında oturup dinleneceğiniz serbest alanlar, çay bahçeleri, restaurantlar var. Biz girişte aldığımız, bu yöreden başka yerde görmediğim Bici bicimizi alıp bir köşede serin serin yedik. Şelale girişi seyyar arabada satılıyor. tavsiye ederim 5 TL. Bu tatlı nişasta, pudra şekeri, karsambaç (buzun renklendilerek kar haline getirilmesi) gül suyu ve kırmızı gıda boyasından elde ediliyor. Süt yok. Sıcak şerbette olmayınca buz gibi soğuk olan bu tatlı yörede çok yeniyor.
TARSUS ŞELALESİ |
KERVAN HUMUS : Gezilerimizde yöresel lezzetlerin tadına bakmak, olmazsa olmazlarımızdandır. Yola çıkmadan bu mekanın ününü okumuştuk. Yine Nazlı'ya yazdık, bizi kapının önüne kadar getirdi (Biz navigasyona Nazlı adını taktık. O artık bizim yol arkadaşımız :)
Mekan çarşı içinde bir yerde. girişte sol tarafta yapılışını da görüyorsunuz. İlk olarak zeytinyağlı söyledik. Zeytinyağlı deyince sakın soğuk geliyor zannetmeyin, o da sıcak geliyor. Bizim İstanbul'da yediğimiz humuslara hiç benzemiyor. Üzerinde nohut taneleri de var. Çeşitli baharatlar da katılıyor. Acı sevmiyorsanız baştan tembih edin katmasınlar. Üstüne bir porsiyon da pastırmalıyı paylaştık. O na birde tereyağ ilave ediliyor. Yedik güzel bir lezzetti. Yedik yemesine de o sıcakta bunu yedikten sonra bir terlemeye başladık, sorma gitsin :) Yine de iyi ki yemişiz diyoruz. Fiyatlara gelince 12 TL.
ile 16 TL. arası değişiyor.
KERVAN HUMUS |
Tarsus gezimiz KIRKKAŞIK BEDESTENİ, ST.PAUL KLİSESİ MÜZESİ, KLEOPATRA KAPISI, ESKİ MAHALLE, ANTİK YOL ile devam etti. Yalnız öğlenden hemen sonra bastıran sıcak ve yüksek nem oranı gezmemimizi zorlaştırıyordu. Gezdiğimiz yerlerde de layıkıyla zaman da ayıramıyorduk. Böyle bir sıcak ve özelikle nem ile uzun zamandır karşılaşmamıştık. Kendmizi atacak nispeten serin bir köşe aradık ve ELİF HANIMIN KONAĞI'nı bulduk. Konak şu anda bir butik otel olarak işletiliyor. Sakin nispeten serin güzel dizayn edilmiş bir bahçesi var. Burası Cafe olarak işletiliyor.
Bu yorgunlukta içmiş olduğumuz TARSUSİ KAHVE (Okkalı Türk kahvesi) bizi bir nebze kendimize getirdi.
Tarsus tarihi bir şehir. Şüphesiz gezilecek çok daha fazla yer var. Biz ancak yarım günden biraz daha fazla bir zamanda ve de bu sıcakta ancak bunları sığdırdık.
Siz daha uzun süre kalacaksanız Ashab-ı Kefh Mağarası, Makam-i Danyal Camii,
Nusret mayın gemisi müzesi, Taşkuyu mağarası, Ulu Camii, St. Paul kuyusu, Tarsus
müzesini proğramınıza koyabilirsiniz.
Artık iki gece konaklıyacağımız Mersin için
sabırsızlanmaya başlıyoruz. Tarsus gezimizi yine ününü duyduğumuz DONDURMACI İBRAHİM USTA ile noktaladık. Biz cevizli baklava yanına dondurmayı tercih ettik. Dondurmayı sıradan bulduk. Ancak cevizli baklava mükemmeldi. Ev yapımı baklava içindeki ceviz öğütülmüş değil bütün kullanılmış.
Büyük bir kısmı otoban olan Tarsus Mersin yolunu alırken geride gurme ağırlıklı geçirdiğimiz anılarımızı şimdiden aramızda eşim Tuna ile konuşuyorduk.
DONDURMACI İBRAHİM USTA |
KLEOPATRA KAPISI |
KIRKAŞIK BEDESTENİ |
ST. PAUL KLİSESİ MÜZESİ |
ANTİK YOL |
TARSUSİ KAHVE |
Yazıyı okurken karnım acıktı ne yalan söyleyeyim...
YanıtlaSilSıcak biraz sıkıntılı ama Tarsus güzel yermiş. Görmeye değer. Neyse ben şimdi o yediklerinizi bulamam ama tarsusi olmasa da bari mehmet efendi kahvesi içeyim bir tane.
:)
YanıtlaSil